Video Metni:
Şefaat Haktır. 10. Bölüm: Şefaat hakkındaki hadis-i şerifler
A- Eserimizin bu bölümüne kadar şefaati, Kur’an’dan 9 ayetle ispat ettik. Bu bölümde ise şefaati hadis-i şeriflerle ispat edelim.
B- Aslında şefaat hakkındaki Kur’an’dan getirdiğin ayetler şefaatin hak olduğunu gözler önüne serdi. Şimdi hadis-i şerifleri de naklettiğinizde artık güneş gibi parlayan bu hakikate kimse tenkit parmaklarını uzatamayacaktır.
A- Doğru diyorsun. O halde hemen ilk hadisi şerifimize geçelim. Nakledeceğimiz ilk hadis-i şerifi Enes b. Malik hazretleri rivayet etmiştir. Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur: شَفَاعَتِى Benim şefaatim لِأَهْلِ الْكَبَائِرِ مِنْ أُمَّتِى ümmetimden büyük günah sahipleri içindir. (Tirmizi, Kıyame:11; İbni Mâce, Zühd:26; Ahmed İ. Hanbel, 3/113) …
Bu hadisi, hadis imamlarının güneşlerinden olan İmam Tirmizi, İbni Mâce ve Ahmed İbni Hanbel hazretleri nakletmiştir. Onların ittifak ettiği bir hadis hakkında, artık bu sahih midir, değil midir diye herhalde düşünülmez.
B- Evet, Muhaddislerin üzerinde ittifak ettiği bir hadise ilişmek insaf ehli olan bir kimsenin yapacağı bir iş değil. Ama bu insanlar maalesef Kur’an bize yeter diyerek hadislerin çoğunu kabul etmiyorlar.
A- Onların kabul etmemeleri o hadislerin sıhhatine bir zarar vermez. Daha ezberinde 100 hadis bile olmayan, hadis ilminden bihaber olan bu kimselerin sözlerinin O büyük hadis âlimlerinin sözleri yanında hiçbir kıymeti yoktur. Çünkü bu meselede onlar bu işin mütehassısı ve ehlidir.
B- Çok haklısın öyleyse diğer hadisi şerifleri dinleyelim.
A- 2. hadisimizi Zeyd b. Erkam hazretleri nakletmiştir. Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur: شَفَاعَتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ حَقٌ Kıyamet günündeki şefaatim haktır. فَمَنْ لَمْ يُؤْمِنْ بِهَا Kim şefaatime inanmazsa لَمْ يَكُنْ مِنْ اَهْلِهَا onun ehlinden olmayacaktır. Yani şefaatime inanmayan ona kavuşamayacaktır. (El-Mutteki, Kenzül Umman: 14/399) …
Bakın, Peygamber Efendimiz (asm) ta o günden, şefaatine inanmayanların olacağını haber vermiş, tam da haber verdiği gibi çıkmış. Peki, inanmayanın zararı kime?
B- Tabi ki Kendisine… İnanmamakla Efendimiz (s.a.v)’in şefaatinden mahrum oluyor, kendi nefsine zulmediyor.
A- Aynen öyle. Yoksa inansa da inanmasa da şefaat haktır. Şimdi 3. Hadisimize geçelim.
- hadisimizi Osman İbni Affan hazretleri nakletmiştir. Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur: يَشْفَعُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ثَلاَثٌ Kıyamet gününde üç zümre şefaat edecektir. اَلْاَنْبِيَاُ Peygamberler ثُمَّ الْعُلَمَاُء sonra alimler ثُمَّ الشُّهَدَاُء sonra da şehitler (İbni Mâce, Zühd:37, 2/1443) …
Bakın, Efendimiz (asm) üç grup insanın şefaat edeceğini beyan buyurmuş. Peygamberler, alimler ve şehitler. Şimdi Peygamberimiz, “Şefaat haktır ve bu zümreler şefaat edecektir.” diyor. Bir kısım insanlar da: “Yok, şefaat etmeyecekler, şefaat yoktur.” diyor. Kimin sözünü tercih edeceğiz? Peygamberimizin sözünü mü, yoksa Peygamber sözünü kabul etmeyen bu cahillerin sözünü mü?
B- Tabiki bizler Peygamberimizin sözünü tercih ediyoruz.
A- Elhamdülillah. Şimdi 4. Hadisimize geçelim. 4. hadisimizde, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur: دَعْوَةٌ مُسْتَجَابَةٍ لِكُلِّ نَبِى Her peygamberin müstecab -yani Allah’ın kabul edeceği- bir duası vardır. فَتَعَجَّلَ كُلُّ نَبِيٍّ دَعْوَتَهُ Her peygamber o duayı yapmada acele etti. وإِنِّي اخْتَبَأْتُ دَعْوَتِي شَفَاعَةً أُمَّتِي يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Ben ise bu duamı, kıyamet gününde ümmetime şefaat olarak kullanmak üzere sakladım. فَهِيَ نَائِلَةٌ إنْ شَاءَ اللَّهُ مَنْ مَاتَ مِنْ أُمَّتِي لاَ يُشْرِكُ بِاللَّهِ شَيْئ Allah’ın izniyle şefaatime, ümmetimden Allah’a şirk koşmadan ölenler nail olacaktır. (Buhari, Daavat 1, Tevhid 31; Müslim, İman 334, (198); Muvatta, Kur’an 26, (1, 212); Tirmizi, Daavat 141, (3597))
Bakın, Peygamber Efendimiz (asm) müstecab duasını ahirete sakladığını, ve bunu ümmetine şefaat olarak kullanacağını bildiriyor. Buna karşı şefaati inkar edenler: “Yok kullanamazsın, şefaat edemezsin” diyor. Şimdi ne yapacağız?… Peygamberimizin sözüne mi itimat edeceğiz, bunların sözüne mi?…
B- Elbette Peygamberimizin sözüne itimat edeceğiz.
A- Ve bak dikkat et, Peygamberimizin bu sözünü İmam Buhari, İmam Müslim ve İmam Tirmizi nakletmiş. Yani bu söz, Kur’an’dan sonra en sağlam kaynaklarda geçiyor. Eğer şefaat yoktur derseniz, bu imamları da yalanlamış olursunuz. Şimdi soruyorum: İmam Buhari’ye, İmam Müslim’e, İmam Tirmizi’ye iftira atan, onlara yalancı diyen ahirette iflah olur mu?
B- Tabiki iflah olmaz. Bence insan önce haddini bilmeli ehil olmadığı bir konuda konuşmamalı ve o işin ehline yani bu büyük hadis imamlarına tabi olmalı.
A- Ama bu kimseler tabi olmadığı gibi. Sırf şefaati inkâr etmek adına bu hadisleri de inkâr ediyorlar. Çünkü tabi olsalar kendileri yalancı çıkacak. Bunun için o hadisleri yalanlayıp kabul etmiyorlar.
B- Çok acı bir durum. İşin vehametini şimdi daha iyi anlıyorum. Allah bu kimselerin şerrinden tüm ümmeti muhafa eylesin
A- Aminn sevgili kardeşim aminnn… Peygamber Efendimizin şefaatle ilgili daha birçok hadis-i şerifleri vardır. Şimdi bu hadislerden bir kısmını, sözü kısa tutmak adına mealiyle nakledeceğiz. Ve dersimize biraz renk gelmesi amacıyla, daha önce hazırlamış olduğumuz videoyu izleyelim ne dersin. DURRR
B- Çok iyi olur derim.
A- Rabbim istifadeyi nasip etsin haydi başlayalım.
Hz. Ali’den rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur: Her kim Kur’an okur ve ezberlerse, Allah onu Cennet’e sokar. Ehlinden Cehennemlik olan on kişiye şefaat etmesi için ona yetki verir. (İbni Mâce, Mukaddeme, 212; Tirmizi, Kur’an, 2830; Müsned-i Ahmet, 1203)
Cabir İbni Abdullah hazretlerinden rivayet edilen hadis-i şerifte Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur: Her kim ezanı işittiği zaman şu duayı yaparsa kıyamet günü şefaatim ona helal olmuştur. (Buhari, Ezan,579; Nesei, Ezan, 673; Tirmizi, Salât, 195; Ebu Davut, Salât, 445; İbn Mâce, Ezan 714)
Ebu Hureyre hazretleri şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Resulü! Kıyamet gününde senin şefaatine en ziyade kim mazhar olacak?” Resulullah (asm) şöyle buyurdu: “Ya Eba Hureyre, hadise düşkünlüğünden dolayı, senden önce bunu kimsenin sormayacağını tahmin ediyordum. Kıyamet günü şefaatime en çok nail olacak kimse, kalbinden veya içinden ihlâsla ‘lâ ilâhe illallah’ diyendir.” (Buhari, İlim, 97)
Yine Ebu Hureyre hazretleri şöyle demiştir: Peygamberimiz (asm) bir sohbetinde, “Rabbinin seni, Makam-ı Mahmuda göndereceğini umabilirsin.” ayetini okuduğunda, Makam-ı Mahmud’un ne olduğu ona soruldu. Peygamberimiz: “O şefaattir.” cevabını verdi. (Tirmizi, 3062; Müsned-i Ahmed,9307, 9358, 9810, 10419)
Ubeyd İbni Ka’b’ın babasından rivayetine göre, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu: “Kıyamet günü olunca ben, peygamberlerin imamı, hatibi ve şefaatlerin sahibi olurum. Bununla beraber övünmem. (İbni Mâce, Zühd,4305; Tirmizi, Menâkıb, 3546)
Cabir İbni Abdullah hazretlerinden rivayete göre, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur: Bana, benden önce kimseye verilmeyen beş şey verilmiştir. Bir aylık yola kadar düşmanlarıma korku salmak ile yardım olundum. Yeryüzü bana temiz olarak mescit kılındı. Onun için ümmetimden namaz vaktine erişen her kimse namazını kılsın. Ganimetler bana helal kılındı. Hâlbuki benden önce kimseye helal kılınmamıştı. Bana şefaat verildi ve her peygamber kendi kavmine gönderilirken ben bütün insanlara gönderildim. (Buhari, Teyemmüm, 323; Müslim, Mesacid, 810; Nesai, Güsl, 429; Mesacid, 728)
İbni Ömer hazretlerinden rivayete göre, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur: Kim Medine’de ölmeye güç yetirirse orada ölsün. Zira ben orada ölenlere şefaat ederim. (Tirmizi, Menâkıb, 3852; İbn Mâce, Menasik, 3103; Müsned-i Ahmed, 5180, 5555)
Ebu Said el-Hudri hazretlerinden rivayete göre, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur: Resulullah’ın yanında Ebu Talib’in adı geçmiş, bunun üzerine: “Umulur ki kıyamet gününde benim şefaatim ona bir fayda verir de Cehennem’in sığ yerine konur, topuklarına kadar erişir, ondan beyni kaynar.” demiştir. (Müslim, İman, 310; Buhari, Menâkıb, 3596; Müsned-i Ahmet, 10636,11044, 11094)
Enes İbni Malik hazretlerinden rivayete göre, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur: Cennet’te ilk şefaat eden ben olacağım ve yine ben peygamberlerden en çok tabisi olanım. (Müslim, İman, 289, 290, 291; Müsned-i Ahmed, 11969; Darimi, Mukaddeme,51)
Enes İbni Malik hazretleri der ki: “Resulullah’tan şefaatini istedim.” Dedi ki: “Evet ederim.” Ben dedim ki: “Nerede isteyeyim?” Dedi ki: “Beni talep edeceğin ilk yerde, yani sıratta iste.” Peki ya seni orada bulamazsam? “O zaman Mizan’da ara.” Ya orada da bulamazsam? “Havzın yanında ara.” (Tirmizi, Kıyame, 2357; Müsned-i Ahmed, 12360)
A- Sevgili kardeşim, şefaat konusunda daha başka hadisler de var. Sözü daha fazla uzatmamak için bu kadarıyla yetinelim.
B- Daha fazlasını bulmak isteyenler, hadis kitaplarının ilgili bölümüne müracaat edebilirler.
A- Tabiki… Netice olarak deriz ki: Baştan buraya kadar zikrettiğimiz dokuz ayetin ve bu derste naklettiğimiz hadis-i şeriflerin beyanıyla şefaat haktır ve gerçektir. Allah’ın dilediği kullar, Allah’ın izni ve rızası dairesinde şefaat edeceklerdir. Kuran’da şefaatin olmadığını bildiren bütün ayetler; kâfirler, müşrikler ve Allah’ın razı olmadığı kullar hakkındadır. Bu kullar hakkında, bütün insanlar ve cinler bir araya da gelse şefaatleri onlara fayda vermeyecektir.
B- Demek şefaat, Allah’ın razı olmadığı kullar hakkında asla mümkün olmayıp, izni ve rızası dairesinde meydana gelecektir. …
A- Bununla birlikte, kıyamet hengâmında öyle dehşetli haller vukua gelecektir ki, bu makamlarda peygamberler bile sadece kendilerini düşünecekler; “Allah’ım bana selamet ver, Allah’ım bana selamet ver.” diyerek kaçışacaklardır. İşte şefaatin olmadığını beyan eden ayetlerin bir kısmı da bu dehşetli halleri anlatmaktadır.
Eserimizin bu anına kadar şefaati ispatla meşgul olduk. Bundan sonraki kısımda ise, şefaati inkâr edenlerin sözlerine cevap verelim.
B- Çok iyi olur bu konuda benim de sorularım olacak.
A- Öyleyse hemen sorulara geçelim.