Video Metni:
A- Sohbetimizin bu bölümüne kadar tevessülü, Kur’an’ın ayetleriyle ispat ettik ve Kur’an ayetleri üzerinde tahliller yaptık. Şimdi ise tevessülü, hadis-i şeriflerle ispat edecek ve hadis-i şerifleri kaynaklarıyla inceleyeceğiz. Göstereceğimiz ilk hadis, Hz. Ömer’in naklettiği şu hadis-i şeriftir:
B- Seni dinliyorum.
A- Âdem (a.s) hatayı işlediğinde dedi ki, Ey Rabbim! Muhammed’in hakkı için senden beni affetmeni istiyorum. Bunun üzerine Allah-u Teâla dedi ki Ey Âdem; Ben daha onu yaratmamışken sen Muhammed’i nasıl bildin. Hz. Âdem dedi ki, ey rabbim! Şüphesiz sen beni -kudret- elinle yaratıp bana ruhundan üflediğinde, başımı kaldırdım ve arşın direkleri üzerinde şöyle yazılı gördüm, Allah’tan başka hiç bir ilah yoktur ve Muhammed Allah’ın resulüdür, bunun üzerine bildim ki, Şüphesiz sen, kendi isminin yanına ancak kullarından en çok sevdiğinin ismini katarsın. Allah-u Teâla da dedi ki: Doğru söyledin ey Âdem, şüphesiz O, kullarımın bana en sevgilisidir. Onun hakkıyla -yani onun hürmetine- dua et, şüphesiz ben de seni affettim, eğer Muhammed olmasaydı seni yaratmazdım.
B- Bu hadisi daha önce duymuştum.
A- Gördüğün gibi, Hz. Âdem, Peygamberimiz ile tevessül ediyor ve Onun hürmetine af diliyor. Allah-u Teâlâ da “Onun hakkıyla dua et” diyerek, peygamberimizle tevessül etmesini emrediyor.
B- Evet Hz. Âdem, Peygamberimizi araya koyarak Onun hürmetine af diliyor. Üstelik Allah-u Teâlâ, “Onun hakkıyla dua et” diyerek emrediyor. Peki, ama seninle açık konuşacağım bu hadisin bir kaynağı var mı? Bu zikrettiğin sahih bir hadis mi?
A- Elbette kaynağı var. Bu hadis-i şerifi; Hakim “müstedrek” te; sahih olarak nakletmiştir… Yine İmam Suyuti, “Hasâis-i nebeviye” isimli eserinde sahih olarak rivayet etmiştir… İmam Beyhaki ki, Delail-i nübüvve isimli eserinin başında, mevzu hadisleri rivayet etmediğini belirtmiş ve bu eserinde mezkur hadisi rivayet etmiştir. Kastalâni ve Zürkâni bu hadisi, “Mevahib-i Leduniyye” de nakletmiştir… İmam Subki, “Şifaü-s Sikam” da; İmam Taberani, “Evsat” ta; “Şeyhülislam Belkini “fetavâ”sında; İbnü-l Cevzi “Vefa” isimli eserinde; İbni Kesir “Bidaye” isimli eserinde bu hadisi nakletmişlerdir.
B- Anlıyorum Pek çok muhaddis bu hadisi nakletmiş.
A- Evet pek çok hadis kitabında bu hadise rastlayabilirsin. Bu hadis-i şeriften dolayı, Ebu Cafer hazretleri, Resulullah’ın huzurunda dua ederken Peygamberimizin kabrine yönelmenin hükmünü İmam Malik‘ten sorduğunda, İmam Malik ona şöyle cevap vermiştir: “Resulullah, senin ve baban Âdem’in kıyamet günü vesilesi iken niçin yüzünü ondan dönüyorsun…”
B- Valla İmam Malik doğru demiş Resulullah (A.s.m) bizim babamız Hz. Âdem’in kıyamet günü vesilesi iken niçin biz evlatları olarak yüzümüzü ondan dönelim…”
A- Senedi bu kadar kuvvetli olan bu hadis-i şerif, aynı zamanda, gaibe tevessül edilebileceğine de delildir. Çünkü Hz. Âdem (a.s), Peygamberimiz (A.s.m)’ın ismiyle tevessül ettiğinde, daha Peygamberimiz yaratılmamıştı.
B- Hımm haklısın. Bak bunu hiç düşünmemiştim. Doğru ya Hz. Âdem (a.s), Peygamberimizin ismiyle tevessül ettiğinde, daha Peygamberimiz yaratılmamıştı. Vesileyi inkâr edenler bunu çok söylerler. Gaibe, ölüye tevessül olmaz diye.
A- Evet Gaibe, ölüye tevessül olmaz derler. Ama inan ki sadece hevalarından konuşarak bu sözü söylerler. Görüyorsun Hz. Âdem (a.s), Peygamberimizin ismini vesile ederek af dilediğinde daha Peygamberimiz (A.s.m) yaratılmamıştı.
B- Demek hayatta olmayan kimseyle tevessül caizdir ve bunu ilk yapan Hz. Âdemdir.
A- Aynen öyle. Sözü daha fazla uzatmadan, tevessülün cevazına dair 1. hadisimizin tahlilini burada tamamlayalım ve şimdi 2. hadis-i şerife geçelim.