Video Metni:
A- Tevessülün caiz olduğuna dair nakledeceğimiz bu 6. hadis-i şerifi, Hz. Meymun’e validemiz rivayet etmiştir. Peygamber Efendimiz (A.s.m) Hz. Meymun’e validemizin yanında geceledi. Efendimiz (A.s.m) sonra kalkıp namaz için abdest aldı. Hz. Meymun’e validemiz diyor ki: O’nu abdest aldığı yerde üç defa “lebbeyk, lebbeyk, lebbeyk” ve üç defa da “Sana yardım edildi, sana yardım edildi, sana yardım edildi” derken işittim. O’na: “Ey Allah’ın resulü, babam sana feda olsun. Seni üç defa “lebbeyk”; üç defa da “sana yardım edildi” derken işittim. Sanki bir insanla konuşuyordun, yanında biri mi vardı” diye sordum. O dedi ki: Bu, Beni Ka’b kabilesinin şiir okuyanı… Bana seslenip yardım istedi ve Kureyş’in onlara karşı Beni Bekir kabilesine yardım ettiğini iddia etti…
B- Bu da yeni duyduğum bir hadis. Kaynağı nasıl acaba
A- Bu Hadis-i şerifi, İmam Taberani ve Ebu Nuaym hazretleri eserlerinde rivayet etmişlerdir. Heysemi hazretleri ve bazı hadis alimleri bu hadisi zayıf bulmuşlardır.
B- Zayıf mı o halde bunu kabul etmeli miyiz sence.
A- Şimdi burada çok önemli bir noktadan bahsetmek istiyorum. Bu nokta, çok önemli bir noktadır. Şöyle ki: Bir hadisin zayıf veya sahih kabul edilmesi, hadisin senediyle ilgilidir. Bazı hadis âlimleri, hadisin senedindeki bir ravinin hafızasını zayıf görür; ona güvenmez veya başka bir sebepten dolayı hadisi zayıf addeder. Başka bir hadis âlimi ise, raviye güvenir; hafızasını kuvvetli bulur ve diğer şartlarla hadisi sahih kabul eder. Dolayısıyla bir hadisi zayıf kabul etmek, hadisin senediyle ilgili bir durumdur… Bazı âlimlerin, naklettiğimiz hadis-i şerifi zayıf kabul etmesi, bizim meselemizi zayıflatmaz. Çünkü zayıflık emaresi varsa, hadisin senediyle ilgilidir, manasıyla değil! Şimdi şunu bir düşünün: Eğer tevessül şirk olsaydı, bu hadisi İmam Taberani ve Ebu Nuaym hazretleri nakleder ve kitaplarına alırlar mıydı?
B- Doğru diyorsun almazlardı.
A- Ve hadis âlimleri, hadisin üzerinde cerh ve tadil yaparlar mıydı? Eğer tevessül şirk olsaydı, hadise zayıf denmez; uydurma denirdi ve hadis kitaplarında nakledilmezdi… Ne yani, hadis hafızları, şirki tavsiye eden bir hadis üzerinde, sahihtir, zayıftır tartışması mı yapacak?
Eğer hadisin manası, İslam’ın ruhuna uygun olmasaydı, hadisin senedine bakılmaksızın hadis reddedilirdi. Ama zayıf diyen dahi hadisi reddetmiyor, sadece senedindeki bazı ravileri zayıf buluyor.
B- Eğer tevessül şirk olsaydı; zayıf diyenler, hadise zayıf demezler; “Bu hadisteki haber şirktir; bu hadis, hadis olamaz” derlerdi. Ama kimse böyle dememiş. Hatta bir kısım hadis âlimleri, hadisi sahih kabul etmiş ve bu hadisi eserlerinde nakletmiş.
A- Aynen öyle. Bütün bunlar, tevessülün caiz olduğuna delildir. Dolayısıyla, tevessülü inkâr edenler, gösterdiğimiz hadisi şeriflere “zayıftır” diyerek davamızı iptal edemezler. Faraza, naklettiğimiz bütün hadis-i şeriflerin zayıflığını ispat dahi edecek olsalar, yine de davamızı çürütemezler. Çünkü bir hadisin senedi üzerinde tartışma yapılması, o hadisin manasının İslam’ın ruhuna uygun olduğunu ispat eder.
B- Gerçekten de haklısın. Eğer tevessül caiz olmasaydı, hadis âlimleri bu hadislerin senetleri üzerinde tahlil yapmaz ve topyekûn hadisi reddederlerdi. Zira şirki emreden bir hadise, zayıf demekle yetinilmezdi.
A- Şimdi, tevessüle şirk diyenlere soruyoruz: İmam Taberani gibi bir hadis hafızı, bu hadisi “el-Kebir” isimli eserinde rivayet etmiş. Acaba İmam Taberani, manasında şirk olan bir sözü, hadis diye nakleder mi? O koca imam, tevessülün şirk olup olmadığını bunlar kadar bilmiyor mu? Eğer tevessül şirk olsaydı, İmam Taberani bu hadisi eserine alır mıydı? Ebu Nuaym kitabında nakleder miydi? Onların bu hadisi eserlerine alması, tevessülün caiz olduğuna dair kati bir delil değil midir?
B- Haklısın onlar aksi halde inceleme gereği bile duymadan uydurma derlerdi.
A- Sevgili kardeşim, tevessüle dair sohbetimizde yaklaşık 2.5 saattir konuşuyoruz.
B-Valla öyle oldu ama inan vakit nasıl geçti anlamadım. Önce tevessülün caiz olduğuna dair Kur’an ayetleri. Sonra da hadis-i şerifler derken bayağı bir zaman geçmiş.
A- Daha nakledebileceğimiz çokça hadis-i şerif de var. Hepsini nakletmeye kalksak saatler sürer. Bu sebeple hadis-i şerifler bölümünü burada tamamlamak istiyorum.
B- Bence de bu kadar hadis-i Şerif yeterli.
A- Şimdi sorulacak soru şu: Eğer tevessül caiz olsaydı, sahabeler bunu uygulardı. Acaba Sahabe efendilerimiz tevessül etmiş midir? İşte sohbetimizin bundan sonraki konusu bu: Sahabelerin tevessülü… Bir sonraki bölümde, Sahabelerin tevessülüne dair örnekler vereceğim.