Elimize bir hokka mürekkep alsak ve boş bir kâğıdın üzerine döksek, asla manalı bir sayfa vücuda gelmez. O hâlde diyebiliriz ki: Sayfadaki mana, mürekkebi kâtiplik ve faillik makamından tart eder ve kovar. Zira sayfadaki mana, kâtibinin ve failinin irade sahibi, kudret sahibi ve ilim sahibi olduğunu gösterir. Bu sıfatlar ise mürekkepte yoktur, öyleyse sayfaya kâtip olamaz. Bütün dünya toplansa, sayfadaki mana ifade eden kelime ve cümlelerin mürekkebin tesadüfen dökülmesi sonucunda oluştuğuna bizi ikna edemez.
Kâinat dahi böyle manalı bir kitap değil midir? Bu manalı kitabın mürekkep hükmündeki iradesiz, kudretsiz ve ilimsiz sebeplerden meydana geldiğine nasıl itikat edilebilir? Ve böyle itikad edenlere akıllı denilir mi?
Şu misalle de bu hakikate bakabiliriz:
Bir maymunu daktilonun karşısına oturtalım.Maymun daktilonun tuşlarına rast gele dokunsun. Acaba böyle rast gele yapılan hamleler neticesinde anlamlı bir kelimenin oluşması mümkün müdür?
Ya anlamlı bir cümlenin oluşması?
Ya da anlamlı bir sayfanın oluşması?
Peki, anlamlı bir kitabın oluşması ihtimal dâhilinde midir?
Hem de öyle bir kitap ki, bir sayfasında bir kitap kadar; bir satırında bir sahife kadar; bir kelimesinde bir satır kadar mana var ve o kitabın bir noktası bütün kitabın manasını kendinde toplamış…
Böyle mucizane bir kitabın gelişigüzel tuşlara basmakla vücuda gelmesi hiç mümkün müdür? Elbette hayır!
Acaba kâinat da böyle mükemmel bir kitap değil midir?
Dünya o kitabın bir bölümü; denizler, dağlar, karalar o kitabın bir sayfası; her nev, mesela bir ağaç nevi o kitabın bir satırı; o nevin bir ferdi, mesela bir incir ağacı o kitabın bir kelimesi; o incir ağacının çekirdeği ise o kitabın bir noktasıdır. Bu öyle bir noktadır ki, o koca incir ağacı bu noktada yazılmıştır. Hatta bu çekirdek, kâinat kitabında yazılmış olan esma-i ilahiyeyi kendinde gösteren küçük bir noktadır.
Acaba böyle bir kitabın, misalimizdeki maymun hükmünde olan; akılsız, kör, cansız ve şuursuz sebeplerden meydana gelmesi hiç mümkün müdür? Hayır, asla!