1-İntizam delili (Tevhid’in Mühürleri)
FREE DOWNLOAD (1)
Alternatif Linkler
Original Media Vimeo

1-İntizam delili (Tevhid’in Mühürleri)

Turn Off Light
More
Report

Report


Video Metni:

Beğendiysen Paylaş

Bu alemde zerrelerden güneşlere kadar gözüken müthiş bir intizam vardır. İntizam bir kanun ve nizamın tecellisiyle ortaya çıkan düzenin adıdır.  Düzen ise ancak vahdeti birliği ve tek olmayı iktiza eder. Çünkü farklı ellerin karıştığı bir düzende intizam yerini kaosa ve karmaşıklığa bırakacaktır. O halde intizam eşittir vahdet yani teklik. Kargaşa ve kaos eşittir kesret yani çokluk.

Şimdi şu alemde akılları hayrete düşüren intizamı bir parça görmeye çalışalım ta ki başka bir elin o düzene, o sisteme karışmasının imkân ve ihtimalinin olmadığını anlayalım.

Üç tane topun düzenli bir şekilde atılıp tutulması tek elden yapıldığında kolaydır. Bu adamın hareketlerine bir başkası karışsa veya yardım etmeye kalksa artık üç tane topun idaresi zorlaşır ve toplar düşer. Peki bundan daha ilginç bir hadiseye bakalım. Evet bir atom ve etrafında saniyede bin km hızla dönen elektronlar. Alem yaratıldığından beri sayısını rakamlarla ifade edemeyeceğimiz kadar çok atom şu muhteşem hareketlerini yapıyorlar. Ama asla çarpışmıyorlar düzenlerini ve intizamlarını bozmuyorlar. Sebebi ise tek bir yaratıcı tarafından idare edilmeleridir. Misalimizdeki toplara farklı bir elin müdahalesinin düzeni bozacağını kabul eden insan, sayılamayacak kadar çok atomun, bu muhteşem düzenine de farklı bir elin asla karışamayacağını kabul etmelidir.

Çevremizde gördüğümüz her şey; Atom dediğimiz küçük yapı taşlarından oluşmaktadır. Bu gördüğünüz görüntü milyonlarca defa büyütülmüş temsili bir görüntü. Bu kadar küçük alanda öyle muhteşem bir intizam vardır ki akılları hayrete düşürmektedir. Her atom, bir çekirdek ve çekirdeğin çok uzağındaki yörüngelerde dönüp dolaşan elektronlardan oluşmuştur. Atomun çekirdeği etrafında saniyede binlerce kilometrelik inanılmaz bir hızla dönen bu elektronlar, birbirleriyle asla çarpışmazlar. Farklı yörüngelerde olmalarına rağmen, elektronlar arasında herhangi bir farklılık bulunmamasına rağmen, mükemmel bir düzen ve kusursuz bir sistem içinde hareket ederler. Atomun içindeki mikroskobik dünyadaki bu muazzam düzen; bu düzeni koyan Allah’ın birliğini çok açık bir şekilde göstermektedir. Acaba hangi sebep bu muazzam düzene parmak karıştırabilir. Çünkü farklı ellerin karıştığı bir düzende, intizamın yerini kaos ve karmaşıklık alır. Dolayısıyla, intizam denildiğinde aslında birlik ve teklikten bahsedilmektedir ki işte o birlik vahdetin ta kendisidir.

Zerre dediğimiz atomlarda ki bu muazzam intizam ve eşsiz düzen sema denizinde yüzen yıldızlarda ve gezegenlerde de hüküm sürmektedir.  Dünyamızdan binlerce kat büyük olan yıldızlar ve gezegenler, olağanüstü hızlarda hareket etmelerine rağmen mükemmel bir uyum içinde hareket ederler. Birbirlerine çarpmadan, durmadan, hiçbir karışıklığa mahal vermeden hiçbir gürültü ve ihtilal çıkarmadan nihayetsiz uzaklık içinde kusursuz bir şekilde bu mükemmel düzenin ve eşsiz güzelliğin sahnelerini her gece ve her yıl, değişen manzaralarıyla bizlere gösterirler. Kusursuz bir şekilde düzenlenen bu ilahi manevralar akıl sahibi insanlara şu gerçeği tüm çıplaklığı ile haykırmaktadır.

Allah’tan başka ilah yoktur. Bu muazzam düzen; tüm bu faaliyetler yapabilecek, o azametli yıldızları hükmüne boyun eğdirecek sonsuz kudret, sonsuz ilim, sonsuz irade sahibi, bir sultanın varlığını ve birliğini apaçık bir şekilde göstermektedir.  Bu muhteşem intizamı görmek ama o nizamı koyanı görememek ise ne kadar acıdır. Düz yolda hareket eden bir aracın hareketini şoföre, gökyüzünde uçan bir uçağın süzülüşünü bir pilota veren insanın sema denizinde yüzen o ilahi gemileri tesadüfe vermesi nasıl bir çelişkidir?

İnsanlık, güneş ve gezegenler arasındaki bu mükemmel düzen ve uyumdan ötürü bunu “güneş sistemi” olarak adlandırmıştır. Sistem bir düzen ve nizamın adıyken o sistemin kendi kendine olduğunu veya tesadüfen olduğunu söylemek akıl ve vicdan ile ifade edilemeyecek bir durumdur.

Bu muhteşem düzen, Allah’ın birliğini apaçık göstermektedir. Bu düzeni sağlayan başka bir etken asla düşünülemez, çünkü farklı ellerin karıştığı bir sistemde düzen yerine kaos ve kargaşa hüküm sürer.

Dünyada her yıl olan yüzbinlerce kazada ortalama 1,3 milyon insan trafik kazaları nedeniyle hayatını kaybediyor. Bunun altında elbette ihmaller olsa da asıl sebep idarenin farklı ellerde olmasıdır.

Şimdi kafanızı kaldırın ve semaya bakın. Acaba milyarlarca yıldızın birbirine çarpmadan muhteşem bir düzenle hareket etmelerinin sebebi nedir? Elbette idarenin tek bir elde olmasıdır.

Dolayısıyla, intizam ve düzen denildiğinde aslında teklik ve birlikten bahsedilmektedir. Karışıklık ve kargaşada ise çok ellerin karışması ve karıştırmasından bahsedilmektedir.

Şimdi ise insan vücuduna bir bakalım: İnsan vücudu birbiriyle son derece uyumlu çeşitli sistemlerden oluşan bir düzenin intizamın sanki vücut bulmuş halidir. Sindirim sistemi, solunum sistemi, dolaşım sistemi, boşaltım sistemi, sinir sistemi, endokrin sistemi kas ve iskelet sistemi, bağışıklık sistemi, üreme sistemi. Vücudun tüm bu işleyişlerini birbirinden ayıran ve her birini bir sistem olarak tanımlayan ise tıp bilimidir. Peki bilim adamlarına vücudun işleyişindeki her bir düzene sistem dedirten şey acaba nedir? Elbette intizam ve düzendir. İnsan vücudunun bu muhteşem düzeni, tek bir yaratıcı gücün varlığına işaret eder, zira bu düzen ve intizam asla tesadüflerle açıklanamaz. Şu anda yeryüzünde yaşayan 8 milyar insanın ve onlardan önce yaşamış milyarlarca insanın vücudunda ki aynı sistemin aynı düzenin hüküm sürmesi hepsinin tek bir elden çıktığını güneş gibi göstermektedir. Hal böyleyken bu muhteşem düzen ve intizamın tek bir elin idaresiyle olduğunu görmezden gelmek ne bilimle ne de mantıkla açıklanamayacak akıl dışı bir vehimden ibarettir. Çünkü bu derecede muazzam bir uyum ve düzen kör tesadüflerle, akılsız sebeplerle açıklanamaz.

Bu intizamı tek bir ilaha veremeyenler, o ilahın sıfatlarını hayat sahibi olmayan sebeplerin her birine vermek zorunda kalacaktır. Bir ilahı kabul etmeyenler kainattaki atomlardan hücrelere kadar tüm sebeplerde her şeyi gören bir göz, her şeyi bilen bir ilim, her şeye söz geçiren bir kudretin olduğunu kabul etmekle bu batıl fikri kabul edebilirler. Bunu kabul etmek ise ancak akıl ve mantığı terk etmekle mümkündür.

İntizam, her bir parçanın birbiriyle uyum içinde çalışması ve her birinin belirli bir amaca hizmet etmesiyle ortaya çıkar. Bu düzen, birlik ve tekliği yansıtırken hangi sebep bu derece karmaşık ve büyük fiillere müdahale edebilir? Evet her insanın vücudunda gözün gördüğü aklın kabul ettiği muhteşem bir düzen ve intizam vardır. Öyleyse tek olan bir ilah vardır.  Öyle bir ilahtır ki her şeyi yaratır, idare eder, terbiye eder ve fiillerine asla başka bir el müdahale edemez.

Evet kâinatın her bir türüne dair bir fen ve bilim dalı oluşmuş veya oluşmaktadır. Yani, tıp, fizik, kimya, biyoloji, ekoloji, matematik, astronomi gibi. Her biri kendi alanında ki yasaları, kanunları ve düzeni araştırmaktadır. O kanunlar ve kaideler artık o kadar külliyet kazanmıştır ki onların her biri bir bilim dalının oluşmasına sebebiyet vermiştir.

Kaideler ve kanunlar ne kadar külli ise nizam ve düzen o kadar yüksek ve o kadar güzeldir. Zira bir şeyin düzenli olması, o şeyin genel prensiplere dayalı olmasıyla mümkündür. Genel prensipleri ve kaideleri olmayan bir şey için artık nizamdan bahsedilemez.

Mesela sindirim sistemi, solunum sistemi, dolaşım sistemi, her insan da aynıdır ve aynı kanunlarla çalışır. Eğer her insanın vücudu farklı kaidelere ve düzenlere sahip olsaydı, tıp bilimi gibi insan vücudunu anlama ve tedavi etme amacı güden bir alan olmazdı. Bu kaideler olmadan, insan vücudunun işleyişi ve sağlık durumu hakkında bilimsel bilgi üretmek ve uygulamak mümkün olmazdı.

Evet kâinattaki düzenin altında yatan ilke ve prensipler öyle hükmetmektedir ki artık her biri bir kanun ve yasa hükmüne geçmiş. Bu yüksek düzen ve nizam ise o fenleri ve bilim dallarını oluşturmuştur. Demek her bir fen alemdeki intizam ve düzene şahit olduğu gibi O intizam ve düzeni koyan yaratıcının varlığına ve birliğine de şahittir.

Bu düzenin reddedilmesiyse, bu fenlerin ve bilimlerin inkâr edilmesiyle mümkündür. Ve bu düzeni ve bilimleri kabul eden biriyse bu düzeni koyan, bu kanunlarla idare eden kendisinden başka bir ilah olmayan Allah’ı bir ve tek olarak kabul etmelidir.


Beğendiysen Paylaş

Yorumunuzu bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir