Video Metni:
Bu bölümde Resulullah s.a.v’den Rabbimizin tesettür emrine uymayanlar hakkında söylediği bazı hadis-i şerifleri zikredeceğiz. Ta ki tesettürün ne kadar mühim, açık saçıklığın ne kadar tehlikeli bir amel olduğunu anlayalım.
Meymune binti Sad’ın naklettiğine göre Resulullah s.a.v şöyle buyurdu; Kokuya boyanarak dışarı çıkan, erkeklerin bakışlarına hedef olan her kadın evine dönünceye kadar Allah’ın gazabını üzerine çekmiş olur. Kaynak: Taberani El Mu’cemu’l Kebir
Açık saçık olarak dışarı çıkan ve sürdüğü kokular ile erkeklerin bakışlarını kendine çeken kardeşim; bu halinle Allah’ın gazabını üzerine çektiğinin farkında mısın?
Seni yaratan Rabbinin bu halinden razı olmadığını ne zaman anlayacaksın? Bu açık saçık halinle ne zamana kadar Allah’ın gazabını üzerine çekmeye devam edeceksin? Ne zamana kadar kendine, rahmet kapısını kapatıp, azap kapısını açtığını, görmemezlikten geleceksin?
Gel!!! vakit geç olmadan tövbe et ve Rabbinin gazabını değil onun rahmetini celbedecek bir hale bürün! Ve sakın bu işi erteleme ve yarın tevbe ederim deme! Bakarsın yarın olur ama sen olmazsın. Ölüm geldiğinde keşke dememek için bugün bu haline bir son ver ve Rabbine yönel. Dünya da hiçbir şey Rabbin gazabını çekmeye değmez. Çünkü onun gazabı çetin ve azabı çok şiddetlidir.
Ebu Hureyre -radıyallahu anh-‘den rivayet olunan bir hadiste Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve selem- şöyle buyurmuştur: «Ateş ehlinden iki sınıf vardır, henüz onları görmedim: Yanlarında sığır kuyruğu gibi kamçılar taşıyıp onu insanlara vuran insanlar ve de giyinmiş, çıplak kadınlar ki, bunlar Allah’a itaatten dışarı çıkmışlardır. Bunlar, başkalarını da baştan çıkarırlar. Başları deve hörgücü gibidir. Bu kadınlar cennete girmek şöyle dursun, kokusunu dahi almazlar. Hâlbuki onun kokusu şu şu kadar uzak mesafeden duyulur.» Sahih Hadis – Müslim rivayet etmiştir.
Müslim’in rivayet ettiği bir hadiste ise Cennetin kokusu beş yüz yıllık mesafeden alınır buyurmuştur.
Hadisi şerifte geçen arapça “Kâsiyat” “giyinmiş kadınlar” demektir, “âriyat” da “çıplak kadınlar” demektir. Bu hadiste kadın, iki zıt özellikle anlatılmaktadır: “Giyinmiş fakat çıplak kadın! İslam elbiseyi örtünmek için emrettiği halde günümüzde birçok kimse elbiseyi örtünmeden çok dikkatleri üzerine çekme vasıtası olarak kullanmaktadırlar. Giyindiği halde, açık bir kadın kadar cazibesini gösteren kadınlar; giyinik çıplaklardır. Demek sadece giyinmek değil nasıl giyindiğimiz de önemlidir. Vücudu belli eden ve câzibesini yabancılara sergileyen dar, şeffaf ve haram yerleri kapatmayan elbiseler giyen kadınları, giyinik çıplaklar olarak vasfeden Resulullah s.a.v; bu kadınların bırak cennete girmeyi onun kokusunu dahi alamayacaklarını haber vermiştir.
Hadisi şerifte geçen arapça “Mâilat” kelimesi meyleden kadın demektir. Alimler bu kadınların yanlış yollara meyleden kadınlar veya sağını solunu oynatarak, kırıtarak yürüyenlerin kastedildiğini söylemiştir. Yine hadisi şerifte geçen arapça “Mümiylât” kelimesi de başkasını baştan çıkaran, başkasına salınarak yürümeyi öğreten kadın manasına gelmektedir.
Hadisi şerifte geçen başlarını deve hörgücü gibi yapacak kadınlar tabiri bilhassa günümüzün kadınlarını tasvir etmektedir. Kadınlar, değişik saç modaları uygulayarak saçlarını muhtelif şekillerde bağlayarak hadisin tasvirine uygun bir hal sergilemektedirler.
Tesettürden maksat setretmek saklamak iken ey giyindiği halde açık olan, yani ince ve şeffaf ve dar elbiseler ile dolaşan kardeşim bu hadis seni ürpertmiyor mu? Bırak cennete girmeyi kokusunu bile alamayacak kadar cennetten uzaklaşmak seni üzmüyor mu? Dünyanın hangi fani ve geçici lezzeti ahiretin baki ve daimî lezzetine tercih edilebilir?
Nefsinin seni kandırmasına sakın izin verme! Tesettürün ruhuna uymayan ince, şeffaf, rengarenk, dar ve kısa elbiseler seni çıplaklıktan kurtarmadığı gibi bu hal üzere ölürsen yarın giyinik çıplaklardan olarak ateşe gireceğini unutma. Bu elbiselerin tesettürün ruhuna zıt olduğunu artık kabul et!
Senin hayat tarzını hayatı sana veren Rabbin belirlediği gibi giyim kuşamını da moda değil Rabbin belirler. Sakın nefsinin ve başkalarının hayat tarzını kendine hayat yapma! Yoksa pişmanlığın fayda vermeyeceği o günde zararın çok büyük olacaktır. Kokusu beş yüz yıllık mesafeden alınan cennetten mahrum olduğun gibi Cehennem ehlinden olarak bu günahın pişmanlığını yaşayacaksın! Artık karar senin fani zevklerin ve lezzetlerin baki ve ebedi günahlar ve pişmanlıklar olarak seni mahvetmesine izin verme ve tevbe ederek Rabbinin emrine itaat et.
Müslim’de Ebû Hureyre’den bize gelen bir rivayete göre Rasulüllah (asm) şöyle buyurur:
“Kim bir kimseyi hayra çağırırsa, kendisine uyanların sevaplarının bir misli ona aittir. Bu sevap (kendisine uyanların) sevaplarından bir şey eksiltmez. Kim de sapıklığa (dalalete) çağırırsa kendisine uyanların günahlarının bir katı ona aittir. Bu günah (kendisine uyanların) günahlarından hiçbir şey eksiltmez.” (Müslim, İlim, 16)
Evet bu hadisi şerifte hayra ve şerre, sevaba ve günaha çağıranlar hakkındadır. Kim bir kimseyi hayra çağırırsa, kendisine uyanların sevapları kadar sevap kazanırken, kim de günaha davet edip çağırırsa kendisine uyanların günahları kadar günah kazanmaktadır.
Ey açık saçık haliyle erkeklerin şehvet nazarlarını celbederek onları günaha davet kardeşim kendine gel. Bu halinle sana şehvet nazarıyla bakan tüm erkeklerin günahları kadar günah kazandığının farkında mısın?
Evinden çıkıp dönene kadar ne kadar günah yüklendiğini ne zamana kadar göz ardı edeceksin? Üzerinde gezen binlerce haram nazar ve pis düşüncelerin sana ne kadar zarar verdiğini bir bilsen.
Evet sana bakan erkekler elbette bakmamalı. Onlar da günah işlemişlerdir. Efendimiz s.a.v “kendisine uyanların günahlarından hiçbir şey eksiltmeyecek” diyerek bakanların günaha girdiğini açıkça belirtmiştir. Fakat, açık saçık giyim tarzınla onları günaha sürükleyen sen sana bakan tüm haram bakışların günahını yükleneceksin. Bu kadar çok günah kazanmana sebep olan giyim tarzını ne zaman değiştireceksin?
